Karatay da Hava Durumu |

Hz. Mevlânâ Hakkında

Hakkında

1244 yılında Konya'ya yerleşen Mevlana, burada tasavvuf düşüncesini geliştirmiş ve yaymıştır.

Mevlana Celaleddin Rumi, Konya'nın tarihindeki en önemli figürlerden biridir ve şehrin manevi kimliğini derinden etkilemiştir. 1244 yılında Konya'ya yerleşen Mevlana, burada tasavvuf düşüncesini geliştirmiş ve yaymıştır. Mevlana'nın öğretileri, Konya'yı bir manevi merkez haline getirmiştir ve onun türbesi, her yıl dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçiler için önemli bir hac noktası olmuştur. Konya'da geçirdiği süre boyunca yazdığı eserler, özellikle "Mesnevi", şehrin kültürel zenginliğine büyük katkıda bulunmuş ve Konya'yı sevgi, hoşgörü ve bilgelik sembolü haline getirmiştir.

Hayatı

Mevlana Celaleddin Rumi, 30 Eylül 1207'de bugünkü Afganistan sınırları içinde yer alan Belh şehrinde doğmuş ve 17 Aralık 1273'te Konya'da vefat etmiştir. Mevlana, tasavvuf dünyasının en önemli isimlerinden biri olup, aynı zamanda büyük bir İslam alimidir. Babası Bahaeddin Veled, o dönemin saygın bir din bilgini ve mutasavvıfıydı. Moğol istilaları nedeniyle ailesiyle birlikte Belh'ten ayrılan Mevlana, uzun bir göç yolculuğunun ardından Konya'ya yerleşmiştir.

Eğitim ve Öğretim

Mevlana, babasından aldığı dini eğitimle başladığı öğrenim hayatını, dönemin önemli alimlerinden dersler alarak sürdürmüştür. Konya'ya yerleşmesinin ardından, babasının vefatından sonra onun yerine geçerek, medrese hocalığı ve vaizlik yapmıştır. Mevlana'nın hayatındaki en önemli dönüm noktası, 1244 yılında Şems-i Tebrizi ile tanışmasıdır. Şems, Mevlana'nın manevi yolculuğunda derin etkiler bırakmış ve onu derin bir tasavvuf yoluna yönlendirmiştir.

Tasavvuf Felsefesi

Mevlana'nın tasavvuf anlayışı, aşk ve sevgi ekseninde şekillenmiştir. O, tüm varlıkları Allah'ın bir yansıması olarak görmüş ve insanları, yaratıcıya ulaşmada sevgi ve hoşgörüyü benimsemeye çağırmıştır. Mevlana, insanın özündeki ilahi aşkı keşfetmesi gerektiğini ve bu aşk yoluyla Allah'a ulaşabileceğini savunmuştur. Onun düşünceleri, farklı din ve kültürlerden insanların da ilgisini çekmiş ve evrensel bir hoşgörü sembolü haline gelmiştir.

Mevlana Celaleddin Rumi, yalnızca İslam dünyasında değil, tüm dünyada sevgi, hoşgörü ve insanlık değerlerinin sembolü olarak kabul edilmiştir. Eserleri ve düşünceleri, yüzyıllardır insanların ruhani yolculuklarına rehberlik etmekte ve manevi dünyalarını zenginleştirmektedir.

İlahi Aşkın ve Bilgeliğin Buluşması

Mevlana'nın Eserleri

Mesnevi

Mevlana'nın en bilinen eseri olan Mesnevi, 26.000 beyitten oluşan devasa bir eserdir. Altı cilt halinde yazılan bu eser, tasavvufi hikayeler, öğütler ve şiirlerden oluşur. Mesnevi, insanın manevi yolculuğunu ve Allah'a olan aşkını anlatır. Eser, derin dini ve felsefi içeriklerle doludur ve Mevlana'nın düşüncelerinin en kapsamlı ifadesidir. Mesnevi, İslam dünyasında Kur'an'dan sonra en çok okunan kitaplardan biri olarak kabul edilir.

Divan-ı Kebir

Divan-ı Kebir, Mevlana'nın lirik şiirlerinin toplandığı bir eserdir. Bu divan, Mevlana'nın Şems-i Tebrizi'ye olan derin aşkını ve ona duyduğu özlemi yansıtır. Farsça, Arapça, Türkçe ve Rumca olmak üzere dört dilde yazılmıştır. Divan-ı Kebir, Mevlana'nın mistik deneyimlerini ve manevi coşkusunu en iyi şekilde ortaya koyar.

Fihi Ma Fih

Fihi Ma Fih, Mevlana'nın sohbetlerinden derlenmiş bir eserdir. Eserin adı "İçindeki İçindedir" anlamına gelir. Bu kitap, Mevlana'nın öğrencilerine verdiği dersler ve sohbetlerden oluşur ve tasavvufun temel prensiplerini, günlük hayatla ilişkilendirerek açıklar. Fihi Ma Fih, Mevlana'nın düşüncelerini ve öğretilerini sade bir dille ifade ettiği önemli bir eserdir.

İlahi Aşkın ve Bilgeliğin Buluşması

Mevlana & Şems

Şems-i Tebrizi, 1185 yılında Tebriz'de doğmuş ve 1247 yılında kaybolmuştur. Gerçek adı Şemseddin Muhammed olan Şems, derin bir manevi arayış içinde birçok yer gezmiş ve çeşitli mutasavvıf ve alimlerden ders almıştır. Şems, öğretisinde aşk, samimiyet ve ilahi hakikat arayışını vurgulamıştır.

Şems'in en önemli özelliği, Mevlana Celaleddin Rumi ile olan derin ve etkileyici ilişkisidir. 1244 yılında Konya'ya gelerek Mevlana ile tanışması, her iki şahsiyetin de hayatında büyük bir dönüşüme yol açmıştır. Şems, Mevlana'yı derin bir manevi yolculuğa çıkararak onun içsel dünyasını ve tasavvufi anlayışını kökten değiştirmiştir. Bu yoğun ilişki, Mevlana'nın şiir ve yazılarında derin izler bırakmıştır.

Mevlana ve Şems'in Buluşması

Mevlana ve Şems'in karşılaşması, tasavvuf tarihinde benzersiz bir dönüm noktasıdır. Mevlana, Şems ile tanıştığında ünlü bir alim ve vaizdi; ancak Şems'in etkisiyle derin bir manevi dönüşüm yaşadı. Şems, Mevlana'nın hayatında bir öğretmen, bir dost ve manevi bir rehber olarak yer aldı. Bu ilişki, Mevlana'nın ilahi aşk ve bilgelik konusundaki düşüncelerini derinleştirdi.

Mevlana'nın, Şems ile tanıştıktan sonra yazdığı şiirler ve eserler, bu derin manevi deneyimin izlerini taşır. Divan-ı Kebir'deki birçok şiir, Şems'e duyduğu derin sevgiyi ve özlemi ifade eder. Mevlana, Şems'in kaybolmasından sonra büyük bir hüzün ve yalnızlık yaşamış, bu duygularını eserlerinde dile getirmiştir.

Mirasları ve Etkileri

Mevlana ve Şems'in ilişkisi, sadece bireysel bir dostluk değil, aynı zamanda tasavvufun derin manevi ve felsefi boyutlarının anlaşılması açısından da büyük önem taşır. Mevlana'nın öğretileri ve eserleri, sevgi, hoşgörü ve insanlık değerlerini vurgulayan evrensel mesajlar içerir. Bu mesajlar, yüzyıllar boyunca farklı din, kültür ve milletlerden insanların kalbine dokunmuş ve onlara ilham vermiştir.

Mevlana'nın türbesi, bugün Konya'da Mevlana Müzesi olarak ziyaretçilere açıktır ve her yıl milyonlarca kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Şems-i Tebrizi'nin mezarı ise Hacı Bektaş'ta veya Tebriz'de olduğu rivayet edilir ve onun anısına büyük saygı gösterilir.

Mevlana ve Şems'in buluşması, manevi aşk ve bilgelik arayışında yol gösterici olmuştur. Bu iki büyük mutasavvıf, eserleri ve öğretileriyle insanlığa derin manevi dersler vermeye devam etmektedir.

Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin hayatını anlatan çizgi film

Mihrimah Karatay

Sema Programları

Mevlâna'nın sema programları, geleneksel olarak Mevlevi tarikatının bir parçası olan semazenler tarafından icra edilen dini ve kültürel gösterilerdir.